7 Nisan 2015 Salı

Hazırlık Aşaması

Bundan dört sene önce Interrail tecrübesini elde edebilme fırsatını bulmuştum. İstanbul’dan iki arkadaşımla beraber gerçekleştirdiğimiz 15 günlük Interrail seyahatimizde sırasıyla İtalya’da Roma, Venedik ve Floransa, Fransa’da Nice ve Paris, İspanya’da Barselona ve Hollanda’da Amsterdam’ı gezdik. Üçümüz de daha önce yurtdışı tecrübesine sahip değildik. O zaman için görmek istediğimiz ve maddi gücümüzün yetebileceği ülkeleri kararlaştırmakla yolculuğumuzun başlangıç adımını atmış bulunduk.

Interrail hakkında birkaç bilgiye sahiptik ama ülkeleri kararlaştırdıktan sonra, pasaport ve vize işlemleri, tren ve uçak biletleri, yapacağımız yolculukların mesafeleri, kalacağımız yerler vs. gibi daha önce hiç ilgilenmediğimiz konular üzerine ayrıntılı bir araştırma içerisine girdik. Öncelikle pasaport işlemlerimizi başlattık. Kendi adıma konuşacak olursam, pasaportumu bir senelik olarak çıkarttım ama bir sene sonra bu yaptığımın tam bir aptallık olduğunu anladım. Çünkü bir yıllık pasaport için yaklaşık 200 TL gibi bir bedel ödemiştim. Oysa ki on senelik pasaport bedeli 500 TL civarında bir fiyattı. Bütçem kısıtlı olduğundan pasaporta daha az para verip kalan parayı başka masraflara harcamak istemiştim ancak bir sene sonra tekrardan pasaport çıkartmam gerektiğinde bu sefer aynı hatayı yapmayıp on senelik olarak çıkarttım ve bu yüzden uzun bir süre kafam rahat olacak. Bir senelik pasaport için vereceğiniz bedelin üzerine yaklaşık bir o kadar daha para koyup on senelik pasaport çıkartmanızda fayda var diyebilirim. Sonrasında İstanbul-Taksim’deki Gençtur’a giderek tren ve uçak biletlerimizi aldık. Tren bileti tercihimizi Interrail Global Pass – 10 günde 5 flexi olarak yaptık. Uçak bileti tahmin edeceğiniz üzere Interrail seyahatinde gerekli değil ancak biz iki flexi hakkımızı İstanbul’dan çıkarken ve İstanbul’a dönerken harcamak istemediğimiz için ilk olarak İstanbul’dan Roma’ya uçakla gidip, flexi hakkımızı oradan başlatmak istedik. Daha sonra ise son durağımız olan Amsterdam’dan yine uçakla Türkiye’ye döndük. Böylece fazladan beş gün kadar kârımız oldu. Ekstradan uçak bileti masrafı ödemek istemiyor olabilirsiniz tabi ki ama Interrail seyahatiniz boyunca yaşayacağınız aksilikleri ve bunlardan dolayı gün kaybetme riskini düşünecek olursak elde edilen o beş günlük kâr fazlasıyla hayat kurtarıyor diyebilirim. Ancak acemiliğimizden dolayı bizim yaptığımız gibi uçak biletinizi kesinlikle son haftalarda almayın. Daha erken tarihlerde oldukça ucuz fiyata uçak biletleri bulabilirsiniz. Neyse ki bizim şansımız vardı da bileti 1 hafta kala almaya karar vermemize rağmen kampanyalı uçak bileti bulabilmiştik. Tren ve uçak biletini hallettikten sonra sıra geliyor vize işlemlerine. En çok uğraştıran ve can sıkan kısımda buydu zaten. Size vize vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bütün belgelerimizi eksiksiz götürmemize rağmen gün içerisinde bizi iki kere geri çevirdiler ve anca ondan sonra işlemlerimizi onayladılar. Vize için yine İstanbul – Taksim’de bulunan IDATA’ya gittik. IDATA, İtalya, Hollanda ve Almanya vizelerini veren bir şirket. Az önce de söylediğim gibi sizi çok fazla zorluyorlar ve bir sürü belge getirmenizi istiyorlar. Bunlarla ilgili ayrıntılı bilgiye IDATA’nın internet sayfasından rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Biz vizemizi İtalya’dan Schengen olarak aldık ve yaklaşık yirmi gün kadar bir vize verdiler bize. Vize ücreti ise 208 lira.

Bütün bu resmi işleri hallettikten sonra sıra geliyor çanta hazırlamaya. Giyeceğiniz kıyafetlerden tutun da kağıt-kaleme kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmeniz gerekiyor. Ama aynı zamanda çantanızı da elinizden geldiğince hafif bir ağırlıkta tutmaya çalışın. Çünkü seyahatiniz boyunca o çanta sırtınızdan hiç ayrılmayacak ve inanın bir süre sonra taşınmayacak hale gelecek. Özellikle kıyafet konusunda sakın abartmayın. 4-5 tane tişört, bir pantolon ya da kapri sizin için yeterli olacaktır. Bunlar dışında çantanıza koyacağınız şeyler tamamen size kalmış. Ancak ufak bir tavsiye vermek gerekirse yanınıza bol bol konserve alın diyebilirim. Avrupa’da her şey pahalı olduğu gibi yiyecek fiyatları da oldukça pahalı. Zaten çok fazla bütçeyle gitmiyorsanız yiyeceğe para ayıramayacaksınız. Bu yüzden yanınıza aldığınız konserveler ve gittiğiniz yerlerdeki süpermarketlerden alacağınız ucuz sandviçler sizin seyahat boyunca besin kaynağınız olacak. Ayrıca belirtmekte fayda var. Uyku tulumunuzu ve matınızı yanınıza almayı unutmayın. Hostel parasından kısmak için bazı günler dışarıda yatmanız gerekebilir. Genel bir toparlama yaparsak, tren ve uçak biletleri, vize ve pasaport ve diğer harcamalarla birlikte İstanbul’dan çıkış fiyatımız 1000 TL gibi bir fiyatı buldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder