7 Nisan 2015 Salı

Paris

Sıra geliyor yolculuğumuzun sondan bir önceki durağa Paris’e. Tabi ki en çok merak ettiğimiz yerlerden biri ve şehir içindeki rotamız oldukça geniş. Hava kararmasına yakın Paris’e iniyoruz ve otelimizi aramaya koyuluyoruz. Evet bu sefer otelde kalacağız çünkü geceliği hostelle aynı fiyatta bir otel bulduk. Oteli bulmakta biraz zorlanıyoruz çünkü metro hattını kullanmamız gerekecek ve Paris metro hattı resmen bulmaca gibi bir yer. Sürekli aktarma yapmanız gerekiyor ve şehrin en uç noktasına kadar bile metro ulaşıyor. Otelimizin bulunduğu durakta iniyor ve sora sora oteli buluyoruz. Gezi boyunca kaldığımız en iyi yer. Kendimize özel odamız, tuvaletimiz, banyomuz var ve dediğim gibi hostellerle aynı fiyata. Üzerimizde müthiş bir yorgunluk olduğu için kendimizi yatağa attığımız gibi uyuyoruz. Deliksiz bir uykudan sonra sabah kalkıyor ve ilk işimiz koştura koştura Disneyland’a gitmek oluyor. Uzun bir metro yolculuğundan sonra Disneyland’e varıyoruz. Bütün günümüzü orada geçireceğiz. Gerçekten de çocukluğumuza döndürüyor bizi. Her yer çizgi film karakterleriyle ve çizgi filmlerdeki evlerle donatılmış devasa bir alan ve oyuncaklar. İçerideki bütün oyuncuklara biniyoruz. Küçüklere yönelik oyuncaklar ağırlıkta ama büyüklere yönelik oyuncaklar da var. Özellikle Roller Coaster’lar tekrar tekrar binilecek cinsten. Bütün oyuncaklar için çok fazla sıra beklemeniz gerekiyor ama inanın buna değiyor ki zaten dediğim gibi bütün gününüzü rahatlıkla orada geçirebilirsiniz ve Paris’teki ilk günümüzün tamamını orada geçiriyoruz. Gece müthiş bir yorgunlukla otele dönüyor, bir şeyler yiyip duşumuzu aldıktan sonra yatıyoruz. Ertesi günün planı çok dolu. Öncelikle Louvre Müzesi’ne, oradan Şanzelize’yi geçip Eyfel Kulesi’ne gideceğiz. Louvre Müzesi’ne giriş öyle çok pahalı değil. Yaklaşık 6 – 7 Euro gibi bir fiyat. Gez gez bitmeyecek denilen türden bir yer ama gerçekten de eşsiz bir müze. Herkes gibi önceliğimiz tabi ki Mona Lisa tablosunu görmek oldu. Yanına yaklaştırmıyorlar.  O yüzden biraz uzaktan bakmak durumundayız. Fazlasıyla koruma var tablonun etrafında ama fotoğraf çekmeye karışmıyorlar. Yaklaşık 3 saat kadar bir süre müzede kaldıktan sonra çıkıp Şanzelize’ye gidiyoruz. Upuzun ve çok geniş bir cadde. 15 – 20 dakika kadar caddede yürüdükten sonra Eyfel’i uzaktan görüyoruz ve adımlarımızı biraz daha hızlaştırıyoruz. En çok merak ettiğimiz ve görmek istediğimiz yerlerden biri olan Eyfel’e geliyoruz. Gerçekten etkileyici ve bunun yanı sıra hem bulunduğu alan hem de çevre alanlar gerçekten çok iyi düzenlenmiş. Saatlerce vakit geçirebiliyorsunuz. Çimenlere yayılıp öylece Eyfel’i ve etrafı izliyoruz. Sonra arkadaşımla beraber gidip birer şarap alıp geri dönüyoruz ve çimenlere yayıldıkça yayılıyoruz. Hava kararmaya başlıyor ve etraf iyice hareketleniyor. Gece ise kulede bir ışık şovu başlıyor. Metro saatinin kapanmasına yakın toparlanıyoruz ve otele dönüş yoluna koyuluyoruz. Yine otelde çok güzel bir uyku ve sabah kahvaltının ardından bu sefer ki rotamız Montmarte Tepesi, Sacre Coeur Bazilikası ve Notre Dame Katedrali. Montmarte Tepesi şehri tepeden izleyebileceğiniz bir yer ve gerçekten eşsiz bir manzarası var. Aynı zamanda Sacre Coeur Bazilikası’nı da barındırıyor. Tepeden biraz şehri izleyip sonra da bazilikaya giriyoruz. Şansımıza bir ayine denk geliyoruz ve tamamen dolu bir bazilikada ayine katılma fırsatı buluyoruz. Bazilikayı gezdikten sonra Notre Dame Katedrali’ne doğru yola koyuluyoruz. Katedrali de gezdikten sonra şehir içinde biraz yürüyüp etrafı gezeceğiz. Notre Dame Katedrali gerçekten etkileyici. Özellikle mimari açıdan müthiş bir görsellik sunuyor. Paris’e gitmişken görülmesi gerekenler listesine konulmalı. Yine hafiften bir yorgunluk başlıyor ve bir yere oturup konservelerimizden bir tanesini yiyoruz. Hava kararmış durumda. Metroyu kullanmayıp yavaş yavaş otele doğru yürümeye başlıyoruz. Ertesi gün son günümüz. Paris gerçekten dolu dolu geçiyor. Son gün planımız ise Moulin Rouge, Sorbonne Üniversitesi ve oradan Lüksemburg Sarayı’na geçip en sonda da geceyi geçirmek için tekrardan Eyfel.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder